Sevgisiz insan sevgiyi tanımış. Buna şaşırmış. Alışamamış, ne yapması gerektiğini bilememiş. Pek tabii bildiğini sanmış... Papatyayı sevmiş, okşamış, rüzgar ona zarar vermesin diye araya girmiş oturmuş... Papatya bir süre tekrar dikleşmiş. Papatyanın zarar görmesinden öylesine korkuyormuş ki, böylesi bir güzelliğin sonsuza dek sürmesini, o kadar çok istiyormuş ki... Papatyanın, ellerine dokunduğu her an, onu hissettiği her an kendini dünyanın en mutlu insanı hissediyormuş... Sevgiyi öğrenen adam, gerek papatyayı korumak için gerekse ona olan doyumsuzluğundan dolayı papatyayı koparmayı ve yanına almayı istemiş. Onu bu bahçeden koparmak ona çok doğru gelmiş çünkü onu yanında hep koruyabilecek, sevebilecekmiş. Papatyayı hiç düşünmeden çekmiş, koparmaya çalışmış, papatya buna direnmiş, direnmiş. Seven adam anlayamamış bu direnci, daha da güçle yüklenmiş papatyaya. Aklı o zaman neredeymiş, kim bilir... Papatya gün geçtikçe solmuş, solmuş... Adamın gölgesi onu öyle bir kapıyormuş ki, soluk almasını engelliyormuş. İşin garibi adam bunu görse de anlayamıyormuş, papatya soldukça üzerine daha çok titriyor, iyice kapıyormuş güneşini. Sevmeyi yanlış öğrenen adam, en sonunda dayanamamış ve papatyayı tüm gücüyle kendine çekmiş. Tüm dünyaya ne mutlu.. Ve o salak adama ne mutlu ki, papatya herşeye rağmen direnebilmiş gücü kalmasa da. Ama bu direniş o kadar büyük bir güç gerektirmiş ki, o herşeyden çok sevdiği papatya boynu bükük kalmış...
22 Ağustos 2012 Çarşamba
Seven Adamla Papatya...
Sevgisiz insan sevgiyi tanımış. Buna şaşırmış. Alışamamış, ne yapması gerektiğini bilememiş. Pek tabii bildiğini sanmış... Papatyayı sevmiş, okşamış, rüzgar ona zarar vermesin diye araya girmiş oturmuş... Papatya bir süre tekrar dikleşmiş. Papatyanın zarar görmesinden öylesine korkuyormuş ki, böylesi bir güzelliğin sonsuza dek sürmesini, o kadar çok istiyormuş ki... Papatyanın, ellerine dokunduğu her an, onu hissettiği her an kendini dünyanın en mutlu insanı hissediyormuş... Sevgiyi öğrenen adam, gerek papatyayı korumak için gerekse ona olan doyumsuzluğundan dolayı papatyayı koparmayı ve yanına almayı istemiş. Onu bu bahçeden koparmak ona çok doğru gelmiş çünkü onu yanında hep koruyabilecek, sevebilecekmiş. Papatyayı hiç düşünmeden çekmiş, koparmaya çalışmış, papatya buna direnmiş, direnmiş. Seven adam anlayamamış bu direnci, daha da güçle yüklenmiş papatyaya. Aklı o zaman neredeymiş, kim bilir... Papatya gün geçtikçe solmuş, solmuş... Adamın gölgesi onu öyle bir kapıyormuş ki, soluk almasını engelliyormuş. İşin garibi adam bunu görse de anlayamıyormuş, papatya soldukça üzerine daha çok titriyor, iyice kapıyormuş güneşini. Sevmeyi yanlış öğrenen adam, en sonunda dayanamamış ve papatyayı tüm gücüyle kendine çekmiş. Tüm dünyaya ne mutlu.. Ve o salak adama ne mutlu ki, papatya herşeye rağmen direnebilmiş gücü kalmasa da. Ama bu direniş o kadar büyük bir güç gerektirmiş ki, o herşeyden çok sevdiği papatya boynu bükük kalmış...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder