Bugün çeşitli
adlarla (kuvars topazı, İskoç Topazı, Madeira Topazı vs) ticareti yapılan
topaz, aslında çok ender bulunan flüorlu aluminyum silikat yapısında,
yarı-değerli taş özelliğine sahip bir silikat mineralidir.
Topazın adının
kaynağı ile ilgili iki farklı düşünce vardır. Bunlardan ilkinde sözcüğün
kökeninin Eski Yunancada “aramak” anlamına gelen “topazos” olduğunu iddia
edilir. Efsaneye göre Kızıl Deniz’de olduğu varsayılan ve kahverengimsi-yeşil
ve sarı-yeşil peridotun çıkarıldığı gizemli bir adanın –Zebercet Adası veya
Aziz John Adası- bu değerli minerale adını verdiği düşünülmektedir. Diğer bir
düşünceye göre ise Eski Sanskritçede “ateş” anlamına gelen “tapas” sözcüğü
topazın adının kaynağıdır.
Katışıksız hali
genellikle sarı renkte bulunan topaz, renksiz, mavi, yeşil, pembe, turuncu veya
kahverengi renklerde de gözlenebilir.
Topazın, magma kristalleşmesinin
son evrelerinde açığa çıkan flor içeriği yüksek gazlarla oluştuğu
düşünülmektedir. Topaz kristalleri yüksek derecede asidik magmatik kayaçlarda
oluşur. Buna en güzel örnekler riyolit ve granit kovukları, kalay (Sn) içeriği
yüksek granitik pegmatit daykları ve yüksek sıcaklık damarlarıdır. Pegmatitler
değerli topazın birincil kaynağıdır. Çoğunlukla kasiyerit ile birlikte
rastlanılan topaz, bu kalay cevheri için iyi bir göstergedir. Topazın
genellikle birlikte bulunduğu mineraller apatit, beril, kasiyerit, feldispat,
flüorit, mika, kuvars ve turmalindir.
Topazın bilinen
en eski kaynağının Almanya’nın doğusunda bulunan Schneckenstein yakınları
olduğu düşünülmektedir. Diğer önemli kaynaklar ise Brezilya, Galler, İskoçya,
Amerika Birleşik Devletleri, Tazmanya, Sri Lanka, Rusya ve Çin’dir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder