12 Ekim 2012 Cuma

KUVARS

Kuvars yeryüzünde en yaygın bulunan minerallerden biridir. Şeffaf ve genellikle renksiz bir silikat kristali olan kuvarsın sertlik derecesi 7dir. Kuvars, adını Yunancada buz anlamına gelen “Kristolleo” kelimesinden almıştır.
Kuvars genellikle renksiz, saydam kristaller halinde, bazen de değişik renk ve şekillerde bulunabilir. Kuvars, sahip olduğu bu renklere göre değişik isimler alır. Örneğin siyah renkli olanlara dumanlı kuvars, sarı renkli olanlara sitrin, pembe renkli olanlara pembe (roze) kuvars, saydam olanlara ise dağ kristali gibi isimler verilir.
Saydam ve saf kuvars kristalleri, optikte ve piezoelektrik özelliğinden dolayı elektronikte kullanılır. Kuvars ayrıca cam sanayi ve seramik sanayi başta olmak üzere birçok alanda kullanılmaktadır. Kuvars grubunun parlak ve renkli türleri ise süs eşyası, yüzük, kolye ve iğne yapımında kullanılır.
Yeryüzünde yaygın olarak bulunan kuvarsın en sık bulunduğu yerler ABD, Hollanda ve Arjantin’dir. Türkiye’de ise Bursa ve Balıkesir civarında, Çanakkale, Çine-Aydın ve Yozgat’ta bulunmaktadır.
Kuvarsın türleri:
1.      Sitrin: Sitrin şeffaf olmayan ve genelde sarımsı ve kahverengimsi renkler sergileyen bir kuvars çeşididir. Doğal olarak nadir bulunan sitrinin rengi, yapısındaki demirce zegin hematit veya limonitten kaynaklanmaktadır. Sitrin genelde ametistin ısıtılması ile oluşmaktadır. Doğal sitrinin en büyük ve önemli üreticisi ise Brezilya’dır.
2.      Pembe Kuvars: Pembe renkli ve yarı şeffaf bir kuvars kristali olan pembe kuvarsa (roze kuvars) özgü bu pembe renk, yapısında bulunan titanyumdan gelmektedir. Saydam roze kuvarslar nadiren doğada bulunmakta ve renkleri ancak büyük kristalli yapılarda belli olmaktadır. Yarısaydam roze kuvarslar ise daha yaygın görülmekte ve kolye vb süslemelerde kullanılmaktadır. Pembe kuvars eski Romalılardan bu yana kullanılmıştır ve o zamanlarda yapılmış dekoratif oymalar ve mühürler günümüze kadar gelmiştir. Günümüzde en kaliteli pembe kuvarslar Brezilya, Hindistan, Madagaskar ve ABD’de bulunmaktadır.
3.      Kaplan Gözü: Kaplan gözü, siyah kuvarsın sarı ve altın kahverengi damarlara sahip olan ender bir çeşididir ve kristal yapısı nedeni ile renk değiştirme özelliğine sahiptir. Üzerine ışık düşünce kedigözü gibi parıldayan bu kuvars türü, adını bu özelliğinden alır. Kaplan gözünün yaygın olarak bulunduğu ülkeler Avustralya, Hindistan ve Kaliforniya(ABD)’dir.
4.      Dumanlı Kuvars: şeffaf ve kahverengi tonlarda bulunan bir kuvars çeşididir. Bir dağ kristali türü olan dumanlı kuvarsın (Necef taşı), kendine özgü koyu duman bir rengi vardır. Çok koyu kahverengiden opak siyah renge kadar olan bir çeşidine “morion” denir. Dumanlı kuvars binlerce yıldır süs, dekoratif ve dini nesnelerde süs taşı olarak kullanılmıştır. En kaliteli dumanlı kuvars örnekleri Brezilya, Mısır, İtalya, İskoçya, Güney Afrika, İsviçre ve ABD’de bulunmaktadır.
5.      Kaya Kristali: Kuvarsın en yaygın çıkartılan, saydam ve renksiz türüdür. Kaya kristali eski çağlardan bu yana kullanılmaktadır. En kaliteli kaya kristali, suyun parlaklığı ve berraklığına sahip olanıdır. En ucuz süs taşlarından birisi olmasına karşın, kaya kristali elmas imitasyonunda kullanılmıştır. Kaya kristali renksiz yapısına rağmen güzelliği, kesim kolaylığı ve erişebilirliği sayesinde kuyumculukta ve birçok süslemede yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Genellikle kabaşon şeklinde kesilerek boncuk ve kolye yapımında kullanılır. En önemli kaya kristali kaynakları Brezilya’da bulunmaktadır.
6.      Ametist: Ametist, kuvars ailesine ait menekşe ya da mor renkli bir süs taşıdır. Ametist taşını renginden dolayı çok sevdiğim için bu taşı ayrıca yazacağım.
7.      Mavi Kalsedon: Kalsedon, kuvarsın mikrokristalen dokudaki bir türevidir. Dünya genelinde “mavi altın” ya da Türk kalsedonu olarak bilinmektedir. Sertliği 7-7,5 civarında olan mavi kalsedonun rengi mavi ve mavinin değişik tonları arasında değişmektedir. Dünyada yalnızca Eskişehir’in Sarıcakaya ilçesi Mayıslar köyü yakınında bulunmaktadır. Eski çağlardan beri gerek mücevher gerekse dekorasyon malzemesi olarak kullanılmıştır. Anadolu’da süs taşı madenciliğinin en eski ham maddesi olarak bilinmektedir. Halk arasında, kalsedonun insanı kötülükten koruduğuna ve insana güven verdiğine inanılmaktadır. Roma ve Bizans döneminde, Eskişehir civarında çıkarılan mavi kalsedonun, İstanbul Kadıköy limanından gemilere yüklenip dünyanın her tarafına gönderildiği bilinmektedir. O dönemlerde Kadıköy’ün adı Chalcedon (Kalsedon) olarak bilindiğinden, kalsedon isminin de buradan geldiği düşünülmektedir. Arkeolojik kazılarda mavi kalsedondan yapılmış takılara rastlanmaktadır.

 8.      Opal: Opal, molekül kafesinde su bulunan mikrokristalen yapılı bir kuvars türüdür..    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder