Yeni bir sonbahardı mevsim-herşeyi sarıya boyan-,cıvıl cıvıl bir yazı
hayallerinle süslemiştim oysa, ama gittin ve yaz bitti.... Gittin... Artık ne
sen dönebilirsin, ne de ben açabilirim gönlümü ne sana, ne de bir başkasına...
bir zamanlama hatası mıydı? Ne dersin? Yoksa sadece mekanlar mı uymadı bu aşka?
Bilmiyorum... Oysa ne sen bana erken, ne de sen bana geçtim... Zamanlamalar
tutsa da, hayaller tutmadı, bunu geç olsa da fark ettim... Her şey baslar ve
biter dediğin o anda anlamıştım, benim sana sonsuz, senin bana geçici bağla
bağlanmanın yüreğimde açacağı derin yarayı...
Oysa ne sen bana erken, nede ben
sana geçtim... sadece ne sen, ne de ben cesaret edemedik mekanlar ötesi bir aşk
yaşamaya...Gittin ve o yaz gibi aşkımızda bitti...Gittiğinde farklı mevsimler
yasıyorduk, ben kışa girerken, cıvıl cıvıl bir yaz ve yakışı güneş miydi senin
aklını çelen ,beni TERK ETTİREN ve bunca acıya iten?... Mevsimler ve mekanlar
mı karar verdi aşkımızın sonuna, ne sen bana geç ,ne de ben sana erken
olmadığımız zamanlamamızda... Her ne ise sen gitti ve yaz bitti....Komik
biliyor musun? Bittiğini bile bile hala beni kıskanman, hala seni sevmemi
beklemen ve hala benim seni düşünmem bunca acıya rağmen... Seni düşünmek? Seni
düşünmek nasıl birşey biliyor musun? Bazen bir kanat çırpışı gibi bir kuşun
özgürce, bazen bir tüyün yere süzülüşü gibi yavaş yavaş, bazen hızlandırılmış
bir film şeridi gibi seri ve akıcı, bazen bir balığın can çekişmesi gibi
çaresiz ve acınacak bir şey, seni düşünmek... Seni düşünmek: Bazen bir çınarın
altında sıcak yaz gecesinde hayaller kurmak gibi, bazen bir derin maviliklerde
kaybolmak gibi, bazen bir çölde vaha bulmak gibi... Düşünürken ağzındaki
lokmayı yutmayı unutmak gibi, ulaşamadıkça bir seraba peşinden ölesiye koşmak
gibi, TUTUGUN BİR BALIGI AĞDAN KURTARIP, DERİNLİKLERE SALI VERMEK GİBİ, İÇİNİ
HUZURLA DOLDURAN, adın geçtiğinde daldığın hayallerden bir çırpıda gerçeklere
donuvermek gibi...DÖRT NALA KOSAN BİR TAYDAN DÜSÜVERMEK GİBİ DÜŞLERİN
KOYNUNA...İşte böyle bir şey seni düşünmek... Eğer sende beni böyle
düşleseydin, böyle kolay ve zalimce olmazdı gidişler, değil mi
birtanem?Gidişinde gelişin gibi sadece hayaldi belki... düşlediğim düşlerim
gibi...hani her gece düşü veren rüyalarıma.. Ve lacivert sisli bir gecede
geleceğine inanmak, aslında hiç gelmeyeceğini bilmek gibi....Gidişinde aslında
üzmedi beni yokluğun kadar , yoktun ki aslında... Yokluğun kadar sevdim seni,
yokluğun kadar özledim, yokluğunda hayal ettim... şimdi ancak yokluğun kadar
nefret edebiliyorum senden.... ne acı!!!!Gittin, yoktun, hiç olmadın....Seni
düşlemek mi?Yinede güzeldi... kızgın bir çölde bir serabın bilinçsizce ardından
koşar gibi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder